11 Eylül 2015 Cuma

Demir konserde


Geçen sene bu zamanlarda Demir ilk konserine gitmişti. Beylikdüzü'nde festival baslamış, birçok sarkıcı akşamları konser vermişti. Kapatılan bir caddede ufak tezgahlar açılmış, yemekler, takılar, giysiler ve oyuncaklar satılmıştı. Demir içinse en önemlisi, ufak bir lunapark kurulmuştu ve Demir orada ilk defa trene binmişti. Konserlerin nasıl olduğunu merak ettiği için de bir akşam geç saatlere kadar kalarak Demir'i Yaşar'la tanıştırmıştım. Biraz benim kucağımda biraz da arabasında oturup müzik dinlemişti. Daha sonra konser alanına yakın oturan Hamdiye Abla da gelmiş ve Demir'i evine eşi Yaşar Amca'yla tanıştırmaya götürmüştü. O gece Demir 'in zihninde konserden ve şarkıcı Yaşar'dan çok tren ve Yaşar Amca'yla yer etmişti. 
Bu senede konsereler (ve tabii ki tren) olacak mı acaba diye beklerken 30 ağustos'ta Beylikdüzü Barış ve Sevgi Festivali Candan Erçetin konseriyle başladı. Huysuzluklarla geçen bir pazar gününün akşamı Can'ı da ikna edip gittik biz de konser alanına. Lunapark ve trenler yoktu ne yazık ki, Demir biraz hayal kırıklığına uğradı. Ama konserin tadını çıkardı bu sefer. Babasının omuzlarında meraklı bakışlarla etrafı ve Candan Erçetin'i izledi. Havada uçan kamerayı takip etti. Şarkılara eşlik eden bayraklara kendi de bayrak sallayarak eşlik etemeye çalıştı. Bazen müziğin ritmiyle sallandı. Konserin başından sonuna huysuzlanmadan ve uyuklamadan bizim neşemize katıldı, neşemizi çoğalttı. Candan Erçetin her zamanki gibi sade, zarif, şık ve duygusaldı, o gece orada olan kalabalığa güzel bir akşam ve çoşkulu bir bayram, Demir'e de ayrıca ilk gerçek konser deneyimini yaşattı.

O akşamdan sonra Demir tabii ki her gün "bu akşam da konser var mı?" diye sordu. Biz de iki akşam daha konser alanına gittik. Birinde Hamdiye Abla'dan duyduğumuz oyun alanına baktık. Büyük şişme kaydıraklar ve çocukların kemerlere bağlanarak zıplatıldıkları oyuncaklar vardı. Gözüm tutmadı hiçbirini o akşam. Onların büyük çocuklar için olduğuna Demir'i ikna ettikten sonra yemek yiyip Fatih Erkoç'un birkaç tane çocukluğumuzdan kalma şarkısına eşlik edip evimize döndük. İkinci akşam ise tanımadığımız bir şarkıcının konseri vardı. Hiç konsere kalmadan Demir'le biraz dolaştık. Şişme kaydıraklar gözüme daha sağlam gözükünce ve Demir'in yaşıtlarının içinde oynadığını görünce onun da binmesine razı odum. Çok hoşuna gitti, oynamaya doyamadı. Başka akşam yine gideriz derken çok üzücü terör olayları dolayısıyla konserler iptal edildi. 

Geçen seneden bu zamana belediyeden bir memnuniyetsizliğim olduğu zaman "konserlere, eğlencelere vakit ve para harcayacaklarına bunlarla uğraşsınlar" diyen ben kendimle çelişerek katılmış oldum 'barışın beyliği, sevginin düzlüğü'ndeki ( bu benzetme belediye başkanına aittir :))bu seneki curcunaya da Demir için (itiraf ediyorum: biraz da Candan Erçetin için). Festivale adını veren barışın ve sevginin en yakın zamanda ülkemize geri geleceğini umarak Demir için  aydınlık bir gelecek hayal ediyorum. Özgürce, bağıra çağıra her dilden-kültürden şarkılar söyleyebildiği bol konserli bir gelecek...