19 Kasım 2014 Çarşamba

Demir Havacılık Müzesi'nde

Yeşilköy'deki Hava Kuvvetleri Müzesi'nin sık sık önünden geçiyoruz. Demir "orada uçaklar var"  diye merakla orayı gösterdiğinden ve biz de onunla birlikte bu müzeyi ziyaret ederek uçaklara bakmak istediğimizden birkaç hafta önce soğuk bir pazar günü müzeye gittik. İlk önce kapalı bölümde Türk havacılık tarihiyle ilgili sergileri gezdik. İlk uçma denemelerine, farklı uçaklara, tarihteki önemli pilotlara ve hava şehitlerine dair bilgiler edindik. Eski uçakları, uçak motorlarını ve füzeleri inceledik. Pilotların zamanla değişmiş olan üniformalarına, rozetlerine baktık. Önemli pilotların büstlerini gördük. Demir'i sessiz olmaya ikma etmek pek kolay olmadığından turumuzu kısa sürede tamamladık.



Daha sonra bahçedeki uçakları teker teker inceledi Demir. Bazılarının içine dışarıdan bakılabiliniyor. Merdivenleri birer birer üşenmeden tırmanıp bu fırsatı kaçırmadı. Uçakların içlerine de girmek istedi tabii ki. Şansımıza bahçedeki uçaklardan birinin içi kısa bir süreliğine ziyarete açılmıştı gittiğimiz gün. Can ve Demir onun içine girdiler. Ama uzun süre kapalı kaldığı için havasız olan uçaktan çabucak çıktılar. Ben çok üşüdüğüm ve  uçakları tanıtan bilgi kartlarında sadece bilmediğim teknik  bilgiler verilmiş olduğu için bir süre sonra gezmeyi bırakıp bir banka oturup Can ve Demir'in turlarını tamamlamalarını bekledim. Dışarıdan çok görkemli gözüken bu müzenin içinin beklediğim gibi çıkmamasına hayıflandım. Bir taraftan da "belki soğuğun etkisiyle böyle düşünüyorumdur; keşke daha güzel bir havada gelmiş olsaydık" diye düşündüm. Ama çıkışta Can'ın çocukken geldiği bu müzeyi hatırladığı kadarıyla değişmemiş ve yenilenmemiş olarak bulduğunu söylemesi hayal kırıklığımızın başka bir yansımasıydı. Neyse ki Demir güzel vakit geçirdi. Üşümesine rağmen meraklı gözlerle uçakları inceledi. Uçak maketleri ve modelleri satılan hediye dükkanından (ki bu dükkanda herhangi bir oyuncakçıda bulunabilecek maketler ve uçaklar vardı; Türk Hava Kuvvetleri'ne özgü hiçbir şey yoktu. Ben havacılık tarihi hakkında kitaplar, müzedeki uçakların resimlerinin basılmış olduğu çeşitli hediyelik eşyalar, çeşit çeşit uçaklar beklediğim için yine hayal kırıklığına uğradım) uçağını alıp mutlu bir şekilde sonlandırdı müze gezisini.

9 Kasım 2014 Pazar

Kağıt penguenimiz

Sanat etkinliklerimize devam ediyoruz; durmak yok. Dün oyun grubu için gittiğimiz merkezde Demir kağıttan yspılmış penguenleri görüp "evde yapalım" deyince siyah ve turuncu kartonları ve ne zamandır almak istediğim hareketli gözleri edindik. Origamiyle yapabilirilz belki diye düşündüm önce.İnternetten videolar aradım. Onlara göre yaptığım penguen pelerinli bir yaratığa benzeyince vazgeçtim. İnternette gördüğüm diğer penguenlerden esinlenerek kağıtları kesip yapıştırarak sevimli bir penguen ortaya çıkardık Demir'le. Hoş geldi yeni arkadaşımız!


4 Kasım 2014 Salı

Boyalar,kağıtlar, hamurlar 1

El sanatlarına hiç ilgim olmadı. Yatkınlığım da. Yatkınlığım olmadığı için mi ilgim olmadı yoksa ilgim olmadığı için mi yatkınlığım gelişmedi bilemiyorum (tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan misali). Tüm okul hayatım boyunca serbest resim ödevi verildiğinde dağlar, bir ağaç ve bu ağaçtan büyük bir veya birkaç çocuk  çizmişimdir. Ama Demir resim yapsın, hamur oynasın, parmak kaslarını çalıştırsın, yaratıcılığını geliştirsin gibi farklı sebeplerle tekrar elime boya kalemi alıp birşeyler çizmeye, makas ve yapıştırıcı kullanmaya,  kağıt katlama teknikleri öğrenmeye başladım. Meğer bende ne cevherler varmış da haberim yokmuş?!?

 Bir gün tuvalet kağıdı rulolarını Demir'in seçtiği renklere boyayıp ağaç gövdeleri yaptık ve içine dışarıdan topladığımız yaprakları koyarak rengarenk ağaçlar yaptık. 


Başka bir gün kağıdı katlayarak kelebek yaptım, sonra Demir de kağıt kelebeğini boyadı. Elişi kağıtlarından daireler, kareler, üçgenler kesip onları kağıda palyaço yapacak şekilde yapıştırdık. Can palyaçomuzu robota benzetmiş olsa da en azından denedik ve kağıtları yapıştırırken ve palyaçonun etrafını boyarken Demir eğlendi. 

Hamurdan yeşil bir kirpi yaptık, dikenleri için kürdanları sapladık. Bu tür etkinlikleri seviyor Demir, benim de birazcık katkım oluyorsa ne mutlu bana :) 

Arı mıyız yoksa penguen mi?

Soğuklar geldi, Demir'in tanımıyla 'akşam erken olmaya'başladı, biz de parkları bırakıp vaktimizi daha çok evde geçirerek oyunlarımızı oynamaya geri döndük. 

Geçen gün yarım saat içinde önce arı olduk. Tüm evi "vız vız" diyerek kanat çırpıp dolaştık. Çiçeklerden bal yaptık, yuvamızda oturduk. Sonra çekirge olup zıpladık, yaprak yedik. Karınca olduk, yardımlaşarak yuvamıza yemek taşıdık. Sonra da kelebek olduk. Kozamızda büyüyüp kırlarda uçup çiçeklere konduk. 

Başka bir gün de salondaki koltukların minderlerinden deniz yaptı Demir. Önce gemideydik, sonra dalgıç oluverdik. Balıkları takip ettik, resimlerini çektik. Batık gemiyi inceledik. Kutuplara gittik. Kutup ayısı, penguen ve fok olduk. Demir koltuklardan yerdeki minderlere atlarken tehlikeli  davranışlar yapıyor olsa da rahat davranmaya çalışıp sahilde anne kutup ayısı olarak dinlendim. 

Okuduğumuz kitapların bu oyunlarda çok faydası oluyor. İnternetten de hayvanların yaptıklarıyla ilgili bilgi edinmeye çalıştım oyunumuzu zenginleştirmek için. Arılarla  ilgili bilgi ararken Arı Maya videoları buldum. Demir biraz seyretmeye başladıysa da çabuk sıkıldı ve biz de ekranı kullanmaktan vazgeçip doğaçlama devam ettik. Zamanla daha kimler olacağız acaba?