29 Ocak 2016 Cuma

İlk yarıyıl tatili

Geçen hafta cuma günü akşam yemeğinde "15 gün okul yok, ne güzel!" diyerek Demir'in başlatmış olduğu okul hayatının ilk yarıyıl tatilinin ilk haftasını geride bırakmak üzereyiz. Bu haftaya iki sinema filmi bir de müze gezisi sığdırdık. İlk olarak pazartesi günü 'Karlar Kralı Norm'a gittik. Daha önceden Demir iki defa babasıyla sinemaya gitmişti, benimle ilk defa gitti. O gün kar beklendiği için ve biz de ilk seansı tercih ettiğimizden sinema salonunda sadece ikimiz vardık. İki kişilik koltuklarımıza yayılıp keyifle izledik filmimizi. Filmden önce ve film arasında görevli ağabeyle 'abiii, neler yapıyorsun bakalım?" ile başlayan sohbetler etmeyi ve evden getirdiğimiz patlamış mısırlarımızı yemeği ihmal etmedik tabii.Demir korktuğu zamanlarda hep yaptığı gibi arada sırada elleriyle gözlerini kapatsa da genel olarak film yaşına ugundu ve hoşuna gitti. Filmden çıktığımızda dışarıda lapa lapa kar yağıyordu. Böylece gümün geri kalan kısmını evde geçirip arada kar oynamak için dışarıya çıkmaya karar verdik. Diğer filmimiz ise bu gün gittiğimiz "Köstebekgiller: Gölgenin Tılsımı"ydı. Bu sefer oldukça kalabalık ve film sırasında bol bol konuşan bir grupla seyrettik filmimizi. Arada sırada yine gözlerini kapatsa da film oldukça ilgisini çekti. Özellikle lunapark sahnesinden hoşlandı ve ne zaman oradaki oyuncaklara binebileceğini merak etti. Film arasında da koltukların arasında kovalamaca oynayan ve ışın kılıçlarını birbirlerine sallayan çocukları inceledi. Filmin bazen televizyonda seyrettiği Köstebekgiller'den daha farklı olduğunu söylese de ben hiç seyretmediğim için bir yorumda bulunamadım. Daha çok bu tür bir kalabalıkla film seyretmeye zaman içinde alışabilir miyim diye düşünerek geçirdim zamanımı. Bir de Demir gibi ben de lunaparktaki sahneden sonra "o ne zaman bu oyuncaklara binebilir de ben de onunla binebilirim acaba?" diye hesaplamalar yaptım.
Demir bu ayki Meraklı Minik dergisini okuduğundan beri müzeye gitmek istiyordu. Daha önce onunla gezdiğimiz müzelerde çektiğimiz fotografları ona göstersek de sanırım o zamanları hatırlayamadığı için bu konuda ısrarcıydı. Bunun üzerine biz de  Çikolata Müzesi'ne gittik. Çikolatadan hayvan heykelleri Demir'in en çok ilgisini çeken eserler oldu. Çikolatadan  camiler, Kız Kulesi, Galata Kulesi ve Boğaziçi Köprüsü görmek benim de çok hoşuma gitti. Çocuk kısmında ise bir sürü değişik pasta vardı, Demir hepsini inceledi. Bir tek Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler canlandırmasındaki cadıyı sevmedi.  Çikolatadan Barış Manço'nun nasıl şarkı söylediğini ise çok merak etti. Tabii bol bol da çikolata yedi.
Bu hafta evin yakınlarından fazla uzaklaşamadık. Önümüzde  yeni maceralar için bir haftamız daha var. Demir Bu sabah "Öğretmenim  bu sabah ne yapıyordur acaba? Uyuyordur herhalde. Arkadaşlarım da geç saatlere kadar uyuyorlardır, değil mi?" diye sordu. Geçenlerde de kar dolayısıyla okula gidemedği bir günde de "arkadaşlarım okulda şimdi ne yapıyorlardır acaba? Oyun oynuyorlardır harhalde" demişti. "Özledin mi."diye sorduğumda yanıtı olumsuz olsa da alışmış olmasının belirtileri bence bunlar ve umuyorum ki tatil sonrası ile yarayacaklar.