10 Temmuz 2014 Perşembe

Hayatın bir parçası: Çişler ve Kakalar



çiş” ve “kaka” kelimelerini içeren bir başlıkla yazı yazacağım daha önce hiç aklıma gelmezdi. Ama tuvalet eğitimine başlayınca kaçınılmaz oldu bu.


Aylar önce Demir’e bir klozet almış ve banyoya kendi klozetimizin yanına koymuştuk. Demir hiç yalnız kalmayı istemediğinden ve bizimle tuvalete bile geldiğinden çişin ve kakanın nasıl yapıldığına aşinaydı. Onun klozetini tuvalete koyduktan sonra da arada ona kendi çişini ve kakasını istediği zaman ona yapacağını anlatmaya başladık. Klozetinin sifon yerindeki düğmelere basınca çalan müziği dinledik beraber, sifonun işleviyle ilgili konuştuk bazen. Klozeti almamızın sebebi Demir’in kakasını söylemeye başlamış olmasıydı. Çoğu şeyin tersini söyleyen Demir kakasını yaparken “kaka yapmıyon” diye bize durumunu anlatıyordu. Ben de bu durumda hazır olduğunu düşünmüştüm. Fakat kıyafetleriyle dahi klozete oturmak istemeyince hazır olmadığını anlayıp vazgeçmiştik. Zaten  ben de daha hazır değildim. Haftanın iki günü evde olmadığım için bu eğitim için bakıcımızın rolü çok önemli olacaktı. Hem ben hem de bakıcımız tuvalet eğitimi vermeye çalışırsak her ne kadar benzer şekillerde davranmaya çalışacak olsak da Demir’in aklının karışacağını ve bu hassas konuda sorunlar yaşayabileceğini düşünüyordum. Yaz aylarında tuvalet eğitiminin daha kolay olabildiğini birkaç kaynakta okuduğumdan ve yazın ben de çalışmayıp hep Demir’le olabileceğimden bu süreci yaz aylarına erteledim. Demir klozetini tuvalette görmeye, ara sıra onunla oynamaya devam etti.


Geçen cumartesi günü yazlığa geleceğimiz kesinleşince bir hafta önceden Demir’e anlatmaya başladım. Yazlığa gittiğimizde don giymeye başlayacağını, artık bez kullanmayacağını, sıcak havalarda bezin rahatsız ettiğini ve poposunun kızardığını açıkladım. Beraber don almaya gittik, onun  seçtiği donları aldık. Hazırlıklarımızı tamamladık. Bir de daha öğlen ve gece uykuları sırasında bezsiz rahat olmayacağını düşündüğüm için don şeklinde olan bezlerden de edindik. Klozetimizi de yanımıza alarak yazlığa geldik. Üstünkörü yerleştikten ve Demir yemeğini yedikten sonra öğle saatlerinde bezini çıkardık ve onun seçtiği ilk donunu giydik. Bezini de çöpe atarak arkasından el salladık. Klozetimizi banyoya yerleştirdik, viledamızı hazırladık ve beklemeye başladık. Ondan sonrası zorlu geçti. Fayanslar çişle birkaç defa yıkandı, sabunlu sularla silindi. Donlar değişti. Bunların olacağını biliyordum, kendimi hazırlamıştım. Ama Demir’in damla damla çiş yaptığını bilmiyordum. Tam donunu değiştiriyorduk, yine ıslanıyordu azıcık. Tekrar değiştiriyorduk, biraz sonra tekrar... Umudum biraz kırıldı ve acaba daha fizyolojik olarak hazır değil mi diye düşünmeye başladım hemen. Bir taraftan da donlar yetecek mi acaba diye hesaplamaya... O gün yazlığa gelmeden kaka yapmış olduğundan o günü kakasız geçirdik. Ertesi gün Demir bazen çişini klozete yaptı, bazen üstüne. Klozete yaptıkça sticker alıp evin değişik köşelerine ve oyuncaklarına yapıştırdı. Çok hoşuna gitti. Bir de ellerini yıkamayı sevdi her çiş sonrasında. O günü de sakin olmaya çalışarak geçirdik. Bazen olamadık, derin derin nefeslar alarak Demir’e belli etmemeye çalıştık. O günü de kakasız geçirince ben yine biraz endişelendim ya kakasını tuvalete yapmazsa diye. Neyse ki ertesi gun bu endişemin yersiz olduğunu öğrenebildim ve sabahtan Demir kakasının tuvalate yaptı. Birkaç kez de çişini. Bir de sabah kakayı gören ben bir daha gün içinde olmayacağını varsayarak  onu sahile götürdüm akşam üstü. Daha kumlarla oynamaya yeni başlamıştık ki Demir’in kaka yapmasıyla ufak bir kriz yaşadık.  Hazırlıksız yakalandığım için yanımda yedek don vesaire yoktu. Don ve şortun kakayı ne derece tutacağını kestiremiyordum. Demir de  durumdan rahatsız olduğu için hemen eve dönüp dondaki kakaları tuvalate attık, arkasından el sallayarak sifonu çektik. Bu Demir’i rahatlattı. Dün ise Demir çoğu zaman çişini tuvalete yaptı. İlk 1,5 gün Demir birşey yedikten veya içtikten sonra cep telefonundaki timeri 20 dakikaya ayarlayıp telefon çaldığında tuvalate götürmeye çalışıyordum Demir’i. O sefer olmazsa tekrar kurup yine deniyordum. Bana çok mantıklı bir yöntem gibi gelse de Demir hoşlanmayınca vazgeçtim. Sık sık “çiş var mı?Bir bakalım mı?” diye sormaya ve Demir’in davranışlarından varlığını anlamaya çalıştım. Demir ellerini yıkarken lavoboya kolay yetişemediği için ona turuncu bir tabure aldık ki bu da süreci daha eğleneli hale getirdi sanırım. Bugün ise Demir çişi her geldiğinde söyledi. Benim sormalarıma “hayır”la karşılık verse de hiç kaçırmadan tüm çişlerini tuvaletine yaptı. Demir kakasının geldiğinden birkaç defa şüphelenmiş olsa da bu gün kendisini göremedik.


Yarın yeni bir gün, yeni çişler ve kakalarla...

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder