15 Temmuz 2014 Salı

Yazlık Günlükleri-2

Yazlıkta günler sabahları değiştirilen çarşaflarla geçmekte. Demir'in tuvalet eğitimi genel olarak iyi gidiyor. Gündüzleri çişini çoğu sefer kendisi söyleyerek tuvalete yapabiliyor. Kakasını da genel olarak akşam yemeğinden sonra uzunca bir süre tuvalette oturup kitap okuyarak yapıyor. Bu iyi gidişattan umutlanarak öğlen uykusu vakti ve gece de bezi çıkardık. Gece bezi çıkardığımız ilk akşam alarmımı 2'ye kurup yattım. Ama saatin çalmasına gerek kalmadı. Demir 2'ye 10 kala beni uyandırdı, tuvalete gidip çişini yaptı ve sonrasında  hemen uyudu. Ertesi akşam ben yine saatimi kurdum. Ama duymamışım ve saat 6'da uyanınca yatağını ıslak buldum. Onu uyandırdım, tuvalete götürdüm,  üstünü değiştirdim ve yatağı alt-üst ettim. Sabah ilk iş çarşafı değiştirdim. Bu işten o kadar hoşlanmıyorum ki bir sonraki gece uyanıp Demir'i uyandırmaya kendi kendime söz verdim. Ama iki alarm kurmuş olduğum halde yine uyanamadım. Saat 3.30 uyandığımda ise iş işten geçmiş, yatak ıslanmıştı. Bir önceki geceyi tekrarladık. Burada Demir'le aynı odada yatıyoruz. Kurduğum alarmlar telefon alarmları olduğu için Demir telefon olan odada uyumasın diye alarmları karşı odanın kapısına yakın bir yere koyuyordum. Ama duymadığım için artık bizim odaya alacağım ve bu akşam kalkacağım. Hem Demir'in tuvalet eğitimi sağlıklı bir şekilde ilerleyecek hem de ben en sevmediğim işlerden biri olan çarşaf değiştirmekten kurtulacağım (umarım ki). Öğlen uykusundan ise iki gün kuru kalkan Demir bu gün ne yazık ki ıslak bir yatakta uyandı. Gece eğitimi ilerledikçe öğlen de düzelecektir dye düşünüyorum. 


Bunun dışında günler bir önceki yazımda anlattığım gibi..Bugün Demir sahilde benim bir çocukluk arkadaşımın yeğeni ile kumda oynadı. Daha önceki günlerde ya tek başına, ya benimle, ya da Tuğçe'yle oynuyordu. Ama bu günkü kadar zevk almıyordu. Bu gün birbirlerine sular kumlar attılar Çisem'le, pastalar yaptılar. Demir pek keyiflendi. Bunun dışında sahilde bir de balık tutuyoruz. Sazlardan yapılmış olan şemsiyelerden bir parça sazı olta yapıyoruz. Sonrasında kimler takılmıyor ki oltamıza : Vatoslar, fener balıkları, kılıç balıkları, levrekler, istavritler ve cıs balığı (henüz çözemedim  nasıl bir  balık olduğunu). Demir onları pişiriyor, sonra birlikte yiyoruz. Bugün iki genç oltalarıyla  balık tutarken Demir onları seyretti ve çok hoşuna gitti. İki gün önce ise Botaş'a gelen gemilerden biri romörkörle ayrıldı ve biz de tüm süreci seyredebldik. Birtaraftan ilgiyle izlerken birtaraftan da kitaplardan tanıdığı kadarıyla anlattı Demir. Evde ise tamirhanemiz ve tersanemiz sürekli çalışıyor. Artık uçakları da tamir etmeye başladık. Yarın da hayvanlarımızı tedavi edeceğiz (Demir'e göre tamir edeceğiz). Sık sık karşı komşularımızı ziyaret ediyoruz.

Tüm bunların arasında bizi birlikte görünce bana "keşke annen de bu günleri görseydi" diyen kendilerince sağduyulu komşularımızla, henüz 2 yaşında olan ve anneannesini sadece evdeki resimlerde görebilen Demir'e " anneni anneannesi getirirdi denize, seni anneannen getirmiyor mu? " diyen habersiz komşularımız olmasa keyfimiz kaçmayacak.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder