19 Ağustos 2014 Salı

Daha nice yazılara...


Demir doğduktan sonra ona her ay onun büyümesini-değişmesini anlatan; oyunlarımızdan, şarkılarımızdan, günlük hayatımızdan bahseden; benim duygularımı aktarabildildiğim mektuplar yazmaya başlamıştım. İstiyordum ki bebekliği kaybolmasın. Ben detaylarını unutmayayım; unutursam bakıp hatırlayabileyim. Büyüdüğünde de Demir okuyabilsin bebekliğini öğrenmek için; kendini, beni ve Can’ı daha iyi tanıyıp anlayabilmek için.  Demir bebekliğini geride bırakıp 2 yaşına yaklaştıkça aylık mektuplar yetmemeye başladı. Anlık değişimler, önemli anlar yaşamaya başladık. Paylaştıklarımız arttı. Bir blog yazmak bana bunların kaydını tutabilmem için bir disiplin sağlar diye düşünüp yazmaya başladım. Tutmayı başaramadığım günlükleri, yazmam gereken tezimi, okumam gereken makaleleri  ve kitapları, yapmam gereken işleri vs.  düşününce  emin değildim aslında düzenli yazabileceğimden. Ama konu Demir olunca yazı yazıyı takip etti; bir de baktım ki 25.yazı da bloga eklendi. Küçük adamla birlikte gezdikçe, gördükçe, okudukça, oynadıkça, öğrendikçe, eğlendikçe yazmaya devam...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder