6 Ağustos 2014 Çarşamba

Yazlık Günlükleri -5 Yağmur keyfi

Yağmurun ardından nemli toprak kokusuna karışan çimen ve çicek kokusunu çok severim. Bu sene yazlıkta kaldığımız görece kısa sürede bu kokuyu iki kez içime çekme ve Demir'le paylaşma fırsatı buldum. 

Yağmurla karşılaştığımız ilk gün bayram tatilinden önce Can'ın da yazlıkta olduğu bir cumartesiydi. Sabahtan itibaren hava bulutluydu; yağmur yağacağı belliydi. Vaktimizin çoğunu evde geçirip akşamüstü Ereğli'ye gittik yemek yemek için. Yemeğimizin sonlarına doğru hava açtı. Biz de sahilde yürüyüş yapma fırsatı bulduk. Yağmur sonrası denizi seyrettik. Demir'le balıkçı teknelerini ve romörkörleri inceledik, deniz fenerini ziyaret ettik. Sonra da siteye dönüp sokaklarda dolaşarak yağmur kokusunun keyfini çıkardık. 

Yağmurlu ikinci günümüz ise geçen cumartesiydi. Can İstanbul'daydı ve ondan çok yağmur yağdığına dair haberleri alıyorduk. Yazlıkta ise hava sabahtan bulutlu olsa da sonradan açmış, rutubet ve sıcak her yere yayılmıştı. Bunaltıcı  havaya daha fazla dayanamayarak öğlen yemeğinden sonra Demir'le sahile indik. Biz denize girdikten kısa bir süre sonra kara bulutlar gökyüzünü kaplamaya başladı. Demir denizden çıkmak istemeyince ben Demir'in ilk defa yağmurda denize girme keyfi yaşayacağını düşünsem de bu gerçekleşmedi. Denizden çıktık, duşumuzu alıp kuruduk, meyvemizi yedik. Tam eve dönecektik ki Demir kendine bir arkadaş buldu. Bizim sokakta oturan bir komşumuzun  4,5 yaşındaki torunuyla kumlarda oynamaya başladılar. Komşumuz bulutların gelip geçici olduğunu söyleyince çiseleyen yağmura rağmen ben de oyunlarını bozmak istemedim. Ta ki Demir'in üstü ıslanana kadar. Hava çok serinlemiş olduğu için üşüyebileceğini düşünüp onu eve gitmeye ikna ettim. Tam evin önüne geldik ki çişeleyen yağmur bir anda sağnağa dönüştü. Arabadan eve kendimizi zor attık. Demir üstünü tam zamanında ıslatmış diye düşünmekten kendimi alamadım. Demir ilk defa şimşek ve gökgürültüsünden korktu. Sanırım bunun sebebi daha önce hiç bu kadar yakından görmemiş/duymamış olmasıydı.  O alışınca hırkalarımızı giyip balkonda yağmuru seyrettik. Eskiden yağmurlu havalarda arkadaşlarla bir evde toplanıp  kağıt ya da Milyoner, Gizli Hedef gibi kutu oyunlarını oynar çekirdek çitlerdik. Bunu düşününce  bir tür kart oyunu olan korsan oyunumuzu oynamak geldi aklıma.  Bu oyunu oynayarak balkonda yağmurun keyfini sürdük.


Yağmur dindiğinde Demir'in yemek vakti gelmişti. O yüzden yağmurdan sonra dolaşamadık; fakat Demir uyuduktan sonra serinlemiş havayı ve  toprak kokusunu içime çekerek oturdum balkonda. Dinlendim; dinginleştim.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder