2 Ağustos 2014 Cumartesi

Kardeş ikilemi

Dün Demir'le sahilde iki kardeş gördük. 7-8 yaşlarında bir kız çocuğuyla, 11-12 yaşlarındaki ağabeyi  kumlarda oynuyorlardı. Ayaklarına ufak dikenlerden batınca çıkardılar dikenleri, attılar yere. Sonra kızın iki parmağının arasına bir diken girince çok canı yandı. Yere oturdu, "ağabey" diye seslendi. Koşarak gelen ağabeyine ayağını uzattı. Ağabeyi dikeni çıkardı. Neşeleri yerine geldi, kumlarda koşup oynamaya devam ettiler. O kısacık sürede beni çok etkilediler.  

Geçmişe gittim. Ağabeyim geldi aklıma.  Yan yana durduğumuz, birbirimize yaslandığımız, hayatın bize sunduğu canımızı yakan dikenleri çıkarmaya çalıştığımız zamanları andım; gözlerim doldu. Herkesin bir kardeşi olmalı diye düşündüm. Demir'in nasıl bir ağabey olacağını hayal ettim.  Sonra "başka çocuk istemiyoruz ki" dedim kendi kendime. "Bencillik mi yapıyoruz acaba Demir'den bir kardeşi esirgeyerek" diye düşündüm. "Can'ın da kardeşi yok, ama sorun etmiyor" diyerek kendimi teselli etmeye çalıştım.  "Ama Demir'in kardeşi olsa ne kadar severdi kimbilir" dedim, "kardeşi olmazsa sağlam dostlukları, kardeşten yakın arkadaşları olsun"  diye karşılık verdim. Demir''in "anneyle oynamak istiyon" diyen sesiyle içimdeki sesleri susturdum, kendime geldim.  

Akşam Demir'le konuşurken yan komşularımızın ikizlerinden bahsediyorduk. Onların kardeş olduklarını anlattım. Sonra da o gün hissettiklerimin etkisiyle "senin kardeşin var mı?" diye sordum. Demir' "Yok. Anne sana kardeş getirecek"dedi cevap olarak. Pes diyerek şaşırmış bir halde  kardeş ikilemini tekrardan değerlendirmek üzere rafa kaldırdım. En azından tez bitip hayatım biraz düzene girene kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder