17 Mart 2015 Salı

Amalfi kıyıları

Tatilimizin ikinci günü otelde farklı farklı hamur işleri içeren bol şekerli kahvaltımızı ettikten sonra yola koyulduk. Rotamız Amalfi'ye doğruydu. Demir o gün çok heyecanlıydı. Önce trene, sonra otobüse binecekti. Daha önceden ikisine de  binmemişti. Ayrıca yanardağ görecekti. 
Tren istasyonu otelimize yakındı. Üç gün boyunca tüm toplu taşıma araçlarını kullanabileceğimiz biletlerimizi aldık. Tren yolculuğumuza başladık. Yolculuğun bir kısmında heyecanı Demir'i uyanık tutsa da sonrasında uykuya yenildi ve Sorrento'ya kadar olan yolculuğunu uyuyarak tamamladı. Sorrento'dan Amalfi'ye giden otobüslere bindik. Cam kenarındaki yerlerimize yerleşip fotoğraf makinelerimizi hazırladık. Sorrento-Amalfi arasındaki bol virajlı, dapdar yol iki tarafında küçük kasabalar, başta portakal ve limon ağacı olmak uzere çeşit çeşit ağaçlar ve masmavi bir deniz manzarası içeriyordu. Demir'le bol soru-cevap içeren yolculuğumuzun ardından ilk molamızı Positano'da verdik. Yamaç boyunca sıralanmış yokuşlar, dar sokaklar, evler ve deniz bir araya geldiğinde güzel bir manzara vardı karşımızda. 

Hemen içine girip dolaşmak istesek de Demir'in arabasıyla dik yokuşları inip çıkmak mümkün değildi.  Otobüsten indiğimiz tepeden fazla uzaklaşamadan dolaştık biraz. Aklım bu kasabanın sahil şeridinde ve oradan görülecek manzarada kalmış olsa da sonrasında otobüse tekrar binerek Praiano'ya gittik.

Yazın çok kalabalık olduğunu tahmin ettiğimiz bu kasaba bomboştu. Açık bir restaurant bulup yemek yiyebildik neyse ki. Yokuşlardan uzak durup, limon bahçelerini seyredip, evlerin arasındaki dar merdivenlerin nereye uzandığını öğrenemeden tekrar otobüse bindik. Yamaçlardaki otelleri, evleri seyrederek, oralardan denize girmenin ne kadar keyifli olabileceğini düşünerek Amalfi'ye vardık. Manzaranın, sevimli sokakların ve tabii ki gelatonun tadını çıkardık.  Limonlu şekerlerimizle dönüş yolculuğumuza başladık. 
Amalfi'ye doğru giderken "bu manzaraya doyamıyorum, dönüş yolculuğunda da cam kenarına oturup seyrederim" diye düşünmüş olsam da o kadar yorulmuşum ki uyumuşum. Tabii Demir ve Can da. Sorrento'ya vardığımızda uyandık.Bir gün önce Napoli'yi beğenmemiştik. O yüzden oraya dönmektense Sorrento'da dolaşmayı tercih ettik. Sokaklarını gezdik. Pizza ve makarnalarımızı yedik. Tatlıların tadına bakmayı da ihmal etmedik. Napoli'de bizi bekleyen güzelliklerden habersiz trenle şehre, otelimize döndük.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder